Kandaki Trombosit Nasıl Yükseltilir

Trombosit hücreleri bir diğer adıyla kan pulcukları kan dolaşımında deveran eden disk biçiminde hücresel yapılardır. Bu hücresel yapılar iyileşme sürecinde , kan pıhtılaşmasında ve diğer bir çok bedensel işlemde hayati bir rol oynar. Trombositopeni adlı tıbbi durumdan muzdarip olan insanların kanlarında düşük seviyede tropmbosit bulunur. Bu rahatsızlık hayatlarını zorlaştıracak sorunlar çıkarabildiği gibi çok ciddi hayati hasarlarda meydana getirebilmektedir. Trombositopeninin tedavisi için yeme alışkanlıklarının değişmesi , ilaç tedavisi alınması , tıbbi müdahale veya kan nakli gibi yollar denenebilmektedir. Tedavi olmaya karar verildikten sonra sizin için en çok değere sahip olan bilgi doktorunuzun bilgisi ve tavsiyeleridir.  Tedaviniz süresince hiçbir online kaynağı , birebir tedavi sırasında aldığınız bilgilere değişmeyin. Bu uyarıyı göz önünde bulundurduktan sonra konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsanız ise yazımızı okuyabilirsiniz.

Trombositopeniyi Anlama

1) Doktorunuzu ziyaret ediniz. Trombositopeni de dahil olmak üzere bütün tıbbi rahatsızlıkları anlamak için doktorunuzun ofisini ziyaret etmelisiniz. Konu hakkında doğru bilgiyi vermeleri dışında , tıbbi otoriteler sizin vücut yapınıza uygun tedavi yöntemine karar vermenizde size yardımcı olabilirler. Doktorunuz trombosit seviyenizin düşük olduğunu düşünüyorsa , büyük ihtimalle size kan testi ve fiziksel bazı testler uygulayacaktır.

  • Trombosit seviyenizin düşük olduğundan emin olsanız bile tedavi planınıza başlamadan önce bu konuda uzman bir doktora görünüp , bu doktorun tavsiyelerini dikkate almanız şiddetle tavsiye olunmaktadır. Trombositopeni rahatsızlığının semptompları bu hastalığa özgü değildir ve bazı hastalıklarında semptomu olarak görülebilmektedir. Bunlara ek olarak , trombositopeninin herhangi bir gözle görülür semptomu bulunmamaktadır.

2) Düşük trombosit değerinin ortaya çıkarabileceği semptomları araştırın. Kanda olması gereken normal trombosit miktarı mikrolitre başına 150.000 den 450.000 e kadar değişebilmektedir. 150.000 in altında bulunan trombosit değeri trombositopeni hastalığına yakalandığınız manasına gelmez ve fark edilebilir semptomlar oluşmayabilir. Herhangi bir semptom ortaya çıkmayan hastalarda bile tedavi uygulandığında olumlu sonuçlar alındığı gözlemlenmektedir. Trombositopeninin semptomları birçok değişik semptomlar ile beraber seyir edebilir. Trombositler kan pıhtılaşması işlemine katılmaktadır bu nedenle düşük trombosit seviyesi vücutta meydana gelen kanamaları durdurulması güçlüğüne neden olabilir.Trombositopeni rahatsızlığının genel belirtileri ;

  • Küçük kesiklerden kaynaklanan uzun süreli kanamalar
  • Burun kanamaları
  • Ağız kanaması
  • Bireyin adet döngüsünde aşırı derecede kan kaybetmesi
  • Kanlı idrar veya kanlı dışkı
  • Vücutta beliren nedensiz morarmalar veya küçük kırmızı noktaların meydana gelmesi

3) Düşük trombosit seviyesinin nedenlerini anlamaya çalışın. Trombositopeninin yalnızca bir nedeni yoktur. Birçok yapay ve doğal nedenler dolayısıyla meydana gelebilmektedir. Hatta çok hayati bir hastalığın ortaya çıkardığı bir sonuç bile olabilir. Bu nedenle trombositopeninin asıl nedenini araştırmak ve bu konuyu doktor kontrolünde yapmak çok önemlidir. Trombositopeninin genel sebepleri ;

  • Genetik trombositopeni
  • Kemik iliği hastalıkları
  • Dalağın fonksiyonlarını yitirmesi
  • İlaç yan etkisi veya hali hazırda aldığınız tedavinin yan etkileri
  • Bağışıklık sistemi rahatsızlıkları
  • Kanda meydana gelen bakteriyel enfeksiyonlar
  • Hamilelik veya doğum
  • Trombotik trombositopenik morarmat

Trombositopeninin Medikal Tedavisi

1) Aldığınız ilaçlar hakkında doktorunuz ile konuşun. Trombositopeninin çok çeşitli sebeplerinin olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Doktorunuzun size önereceği tedavi hastalığınız asıl sebebine hizmet edecek bir tedavi olacaktır. Zaman zaman tedavi çok basit bir yöntem olabilir. örneğin , doktorunuz trombositopeni rahatsızlığınızın altında yatan nedenin aldığınız bir ilacın yan etkisi olduğunu belirlerse , tedaviniz bu rahatsızlığa neden olan ilacın kesilmesinden veya değiştirilmesinden ibaret olabilir.

  • Vücutta pıhtılaşma karşıtlığı yaratacak ilaçlar kullanıyorsanız trombosit değerlerinizde artış gözlemleyemeyebilirsiniz. Bu açığı kapatabilmek için destekleyici ilaçlar almanız gerekebilmektedir.

2) İlaçlar yardımı ile trombosit seviyenizde artış sağlayın. Doktorunuz trombositopeni rahatsızlığına karşı bazı trombosit oranı artırıcı ilaçlar tavsiye edebilir. Bu ilaçların etken maddeleri genel olarak eltrombopag ve romiplostim denilen maddeler olabilmektedir ve iğne ve hap şeklinde kullanımınıza hazır hale getirilebilirler. Bahsedilen bu ilaçlar başka tedavi planlarının bağlayıcı öğesi olarak da karşınıza çıkabilirler.

3) Steroit tedavisi alın. steroitler vücudun bağışıklık sisteminin fonksiyonlarını düşürür bu nedenle trombositopeni tedavisi sırasında meydana gelebilecek otoimmün rahatsızlıkları engelleyebilmektedir. Otoimmun hastalıklarda vücudun bağışıklık sistemiz zararlı maddelerden ziyade kendi kendine saldırmaktadır. Steroidler bağışıklık sistemini zayıflatarak bu durumun ortaya çıkabilme ihtimalini düşürmektedir ve otoimmun sistemine bağlı hastalıkların semptomlarını düşürebilmektedir. Bunun yanında bilmeniz gereken konu ise şudur ; güçsüz bir bağışıklık sistemi enfeksiyon için büyük bir risk faktörüdür bu nedenle ek tedavilere ihtiyaç duyabilirsiniz.

  • Trombosit seviyenizi artırmak için kullanacağınız bu steroitler bazı atletler tarafından kanunsuz bir şekilde performans artırıcı olarak kullanılabilmektedir.
  • Trombositopeni hastalığının en uç noktalarında doktorlar damadan immunoglobulin tedavisine başlayarak vücudun bağışıklık sisteminin tepkisini yavaşlatabilirler.

4) Plazma değişimi veya plazmaferez işlemini uygulatın. Trombositopeni ile alakalı nadir görülen kan hastalıklarında doktorlar hastanın kanında bulunan plazma ile ilgili bir tedavi planlaması önerebilmektedirler. Plazma otoantikor barındıran kanı oluşturan bileşenlerden bir tanesidir. Otoantikor denilen madde ise otoimmün rahatsızlıklar nedeniyle ortaya çıkan bozulmuş bir yapıya sahip bağışıklık sistemi parçacığıdır. Bu nedenle plazma ile alakalı tedavi uygulamak veya direkt olarak plazmanın değiştirilmesini önermek kan ve otoimmün sistem hastalıklarının tedavisinde etkili bir adım olabilmektedir. Plazma değişimi ve plazmaferez hastanın kanındaki plazmayı tedavi etmek için uygulanan farklı prosedürlerdir.

  • Plazma değişiminde , hastanın kanı kan hücreleri ve plazma olarak ayrıştırılır. Mevcut plazma donörden alınmış plazma ile , tuz solüsyonu veya albümin ile değiştirilir. Bu işlem yavaş bir şekilde uygulanır ve hastanın kanı bir seferde alınıp plazma değiştirilme işlemine tabi tutulamaz.
  • Plazmaferez işleminde , kan hücreleri ve plazma ayrıştırıldıktan sonra hastanın plazması tedavi edilir ve hastaya yeniden nakledilir.

5) Dalağın alınması. Trombositopeni rahatsızlığı uzun süre geçmesine rağmen tedavi edilemez ise doktor splenektomi işlemini önerebilir. Bu işlemde dalak cerrahi müdahale ile alınır. Dalağın vücuttaki fonksionu %100 oranda bilinmese de bilim adamları dalağın fonksiyonunun yaşlı kırmızı kan hücrelerini ve plazmaları kan dolaşımından ayırmak olarak tahmin edilmektedir. Bazı vakalarda dalak olması gereken boyutlarını aşar ve normal oranlardan daha fazla trombosit hücresini kan dolaşımından ayırır bu nedenle de trombositopeni rahatsızlığı ortaya çıkar. Dalağın cerrahi operasyon ile çıkartılması bu vakalarda çözüm olarak uygulanabilir. Doktorlar dalağın alınmasını tavsiye etmeden önce başka tedavileri de uygularlar ve herhangi bir olumlu yanıt alamazlarsa bu cerrahi müdahaleye başvururlar.

  • Splenektomi operayonu %66 oranında başarılı olmaktadır fakat zamanla trombositopeni tekrarlayabilmektedir.
  • 40 yaşının altında splenektomi operasyonu geçiren hastalar trombositopeni tedavisinde daha yüksek bir şansa sahiptir.
  • Splenektominin akabinde , trombosit değerleri anormal bir şekilde yüksek çıkabilmektedir. Bu durumda trombositoz hastalığına neden olabilmektedir. Ciddi vakalarda trombositoz hasta için kötü sonuçlar doğurabilmektedir.

6) Trombosit nakli gerçekleştirin. Bir mikro litrede 50.000 den daha az bir trombosit seviyesine sahipseniz ve aktif bir kanamanız varsa veya acil bir ameliyata girmek mecburiyetindeyseniz doktorunuz trombosit veya kan nakli önerebilir. Doktorunuz kan damarınıza enjeksiyon yardımıyla damar yolu açar ve böyle sağlıklı kan veya trombosit direkt olarak kan dolaşımınıza katılır.

  • Bir mikro litrede sahip olduğunuz trombosit değeri 10.000 in altında ise doktorunuz herhangi bir aktif kanamaya sahip olmanızı veya ameliyata girmenizi beklemeden kan veya trombosit naklini önerebilir.

7) Hiçbir şey yapmayın. Her trombositopeni vakası tedavi olmayı gerektirmez. Örneğin , trombosit seviyenizin düşük olmasının nedeni hamile olmanız ise yapmanız gereken tek şey bebeğinizin doğumuna kadar beklemek olacaktır. Bebeğiniz dünyaya geldikten sonra trombosit seviyenizde doğal bir artış gözlemleyeceksiniz. Başlangıç seviyesindeki trombositopeni vakalarında fark edilebilir herhangi bir semptom görülmez. Bazı vakalarda ise trombositopeni hastanın hayatını olumsu yönde etkilemezse doktor da tedavi planında aşırıya kaçmaz ve tedavi için daha normal yolları seçer.

Bölüm3: Trombositopeniyi Hayat Trzınızı Değiştirerek Tedavi Etme

[dropcap]1[/dropcap]Beslenme listenizi B12 ve folik asit ile destekleyin. B12 vitamini ve folik asit kan hücrelerinin sağlıklı üretimi için en önemli maddelerdendir. Vücut bu maddeleri çok fazla oranlarda depolayamadığı için B12 vitamini ve folik asitin düzenli bir şekilde vücudunuza girdiğinden emin olmak çok önemli bir noktadır. Bu yararlı maddelerin bünyenizdeki oranını artırmak istiyorsanız hangi besin bu vitamin ve asit yönünden zenginse onları tüketmelisiniz. Ispanak , kivi , kuru baklagiller , yumurta , süt , peynir , ciğer , koyun eti ve turunçgiller bu yönden zengin besinlerdir.   [dropcap]2[/dropcap]Alkol tüketiminizi en aza indirin veya alkolü tamamen hayatınızdan çıkarın. Alkol normal trombosit üretimine dahil olur ve alkol alındıktan 10 veya 20 dakika sonra kandaki trombosit miktarı düşmeye başlar. Alkoliklerde ise ortaya çıkan tablo çok daha farklıdır , trombosit miktarı bu insanlarda kayda değer bir şekilde yüksek olmaktadır. Konu kim olursa olsun alkol tüketimini en aza indirmek vücuttaki trombosit üretiminin normal seviyeye gelebilmesi için atılması gerekli bir adımdır.   [dropcap]3[/dropcap]Kanamaya neden olacak aktivitelerden uzak durun. Klinik olarak düşük trombosit seviyesine sahip olduğunuz ispat edilmiş ise kanamaya neden olacak aktivitelerden kesinlikle kaçınmalısınız çünkü kanamanız başladıktan sonra durdurulması çok zor olacaktır. Bu nedenle marangozluktan, temas gerektiren sporlardan veya herhangi bir kazaya neden olacak fiziksel aktivitelerden uzak durmalısınız.   [dropcap]4[/dropcap]Ağrı kesici ilaçların kullanımı hakkında doktorunuza danışın. Çok kullanılan asprin gibi bazı yaygın ilaçlar trombosit üretimini engelleyici özelliğe sahip olabilmektedir. Örneğin , asprin trombositlerin birbirine bağlanma özelliğini azaltarak kanın pıhtılaşamamasına neden olmaktadır. Böyle durumlarda doktorunuz bu ilacı kullanmayı azaltmanızı önerebilir veya bu ilaç yerine muadilini tavsiye edebilir.

Article Categories:
Genel Sağlık

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir