Alınganlık her şeyin altında başka bir anlam aramak; başka bir deyişle buzağı altında öküz aramaktır. Her ne kadar alıngan olmayanlara göre komik ve gereksiz bir durum olarak görülse de, alınganlık, ciddi psikolojik sorunlara hatta hastalıklara neden olabilir. Eğer alınganlık farkındalığı erken oluşursa, çok büyük bir sorun yaratmadan engellenebilir. Şimdi adım adım Alınganlık Nasıl Aşılır? Nasıl Geçer? gibi sorulara detaylıca yanıt bulacak olursak:[
Alınganlığı Yenmek
1Alınganlık anne ve babanın tutumlarıyla şekillenir. Çoğu alıngan kişinin bahanesi olan ‘Napayım alınganım doğuştan duygusalım ben.’ lafı aslında asılsızdır.Alınganlık bireyin küçük yaştayken ailesinin ve çevresinin ona karşı olan tutumuyla şekillenir. Eğer mükemmeliyetçi bir anne baba figürü varsa, bireyin alıngan olma ihtimali yüksektir çünkü koşullu sevgi kavramı oluşur. Yani birey hata yaptıkça daha az sevildiğini, mükemmel olamadığı için ailesine yetemediğini düşündüğünden sevgiyle başarıyı birbirine bağlar. Mükemmel olamama kaygısı başarısız olma ve reddedilme korkusu, aşağılık kompleksi olur ve bu noktadan sonra bir her yoruma açık cümlenin altında bir anlam arar, eleştirileri değerle birleştirir ve her eleştirinin daha az sevildiğini gösterdiğini düşünür.2Eğer uç boyutlarda değilse, kişinin farkındalık geliştirme, iç görü kazanımıyla düzelebilir. Kişinin alınganlığı bırakması ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için öncelikle kendini kabul etmesi gerekir. Kendini kendi hatalarıyla sevmesi, iyi kötü yanlarını kabul edip kendisini sevmesiyle alınganlığını yenebilir. Öz sevgi kişilik bozukluğu yaratmayan alınganlığı aşmaktaki temel anahtardır. Bireyin kişisel gelişim kitapları okuması da bu süreci hızlandıracak, yardımcı olacaktır.
3Kişinin kendisi kadar çevre de yardımcı olmalıdır. Kişiye ilerleyişi ve alınganlığı yenmesiyle ilgili geribildirim verilmeli ve kişiyi olduğu gibi kabul ettiklerini göstermeleri gerekir.
4Kişilik bozukluğu yaratan alınganlıklar yardım almadan düzelemez. Eğer kişisel farkındalık ve öz sevgi önceden sağlanamazsa alınganlık kişilik bozukluğuna yol açabilir ve bu noktadan sona bir ‘duygusallıktan’ çok psikolojik hastalık olarak yaklaşılmalıdır. Psikoterapi ve psikolojik ilaçlar olmadan çözülemez.